MAAŞ HACZİ MÜZEKKERESİNE CEVAP VERİLMEMESİNİN HUKUKİ SONUÇLALRI VE YARGITAY UYGULAMALARI
A-) MAAŞ HACZİNİN KANUNİ DÜZENLEMESİ
2004 Sayılı İcra İflas Kanunu 355 vd maddelerince düzenlenen cebri icra işlemlerinden “Maaş Haczi” uygulaması ile alacaklı, borçlunun çalıştığı işyerine “Maaş Haczi Müzekkeresi” tebliğ ederek borçlunun maaşının 1/4 miktarının icra dosyasına ödenmesini talep edebilir.
Alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğü, İİK 355-356.Maddeler çerçevesinde Maaş Haczi Müzekkeresi düzenleyerek işverene tebliğ eder.
2004 Sayılı İcra İflas Kanunu 355. Maddesi :
Maaş ve ücretlerin kesilmesinde usul: Madde 355 –
“ Devlet işlerinde veya hususi müesseselerde bulunan borçlu memur veya müstahdemlerin maaş ve ücretlerinden kesilmesi için icra dairelerinden yapılacak tebligatın kanuni muhatapları haczin icra edildiğini ve borçlunun maaş ve ücreti miktarını nihayet bir hafta içinde bildirmeğe ve borç bitinceye kadar icra dairesinin tebligatı mucibince haczolunan miktarı tevkif edip hemen daireye göndermeğe mecburdurlar.
Memurun maaş, ücret veya memuriyetinde yahut başka bir şubeden maaş almağı mucip olacak surette vukubulacak tebeddülleri ve hizmetine nihayet verildiği takdirde bu keyfiyeti de malmemuru veya daire amiri yahut hususi müesseselerin kanuni muhatapları derhal icra dairesine bildirmeğe ve ikinci halde haciz muamelesinden o şube veya amirini haberdar etmeğe mecburdur. “ amir düzenlemesi ile kendisine maaş haczi müzekkeresi tebliğ edilen işverenin borçlunun maaş ve ücret miktarını, maaşındaki haczin sırasını icra müdürlüğüne bildirmekle mükellef olduğunu açıkça belirtmiştir.
Kendisine maaş haczi müzekkeresi tebliğ edilen işverenin kanun maddesinde belirtilen sorumluluğu yerine getirmemesi ile doğacak hukuki sonuçlar aynı yasanın 356.Maddesinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki maddeye riayet etmeyenler hakkında hükümler: Madde 356 –
“Yukardaki madde hükümlerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır.
Yukarki madde hükümlerine riayet etmiyen her hangi bir memur veya amir hakkında istenecek malümatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.” Şeklinde düzenlenmiştir.
B-) İŞVERENİN MÜZEKKEREYE CEVAP VERMEMESİNİN SONUCU VE YARGITAY UYGULAMALARI
Bu düzenlemenin en önemli sonucu, kendisine maaş haczi müzekkeresi tebliğ edilen işverenin bu müzekkereye dair cevap vermemesi neticesinde “Kesinti yapmadığı veya cevap vermediği ay üzerinden isabet eden tutar kadar” borçtan kendi malvarlığıyla sorumlu hale gelmesidir.
Ancak, geçmiş yıllardaki uygulamalarda, özellikle işverenin tüzel kişi olduğu durumlarda, Maaş Haczine cevap verilmemesinin sonuçlarının Tüzel Kişiliği bağlamayacağı, kanun lafzından “gerçek şahısları” bağlayacağının anlaşıldığı görüşüyle beraber, işverenin tüzel kişiliği haiz olduğu durumlarda maaş haczine cevap vermeyen personelin tespit edilmesi gerektiği görüşü mevcuttu.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2016/8838 esas ve 2017/1051 karar sayılı ilamında “şikayetçi 3. Şahsın , yani borçlunun çalışmakta olduğu işyeri olup, tüzel kişiliğin İ.İ.K.nın 355 ve 356. Maddeleri gereğince sorumluluğu bulunmamaktadır.” şeklinde hüküm tesis edilmiştir.
Kanaatimizce, Yargıtay’ın bu görüşü takip hukuku ilkelerine uygun düşmemekte, ayrıca kanun lafzının yanlış yorumlanmasına ve kanun koyucunun bu düzenlemeye hedeflediği amacına aykırılık teşkil etmektedir.
Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 02/06/2020 tarih ve 2019/4736 E. 2020/3518 K. sayılı ilamı ile İİK’nun 356. maddesinde içtihat değişikliğine gidilerek, anılan madde uyarınca tüzel kişinin sorumlu olduğuna karar verilmiş olup, kısaca işverenin tüzel kişiliği haiz olması durumunda da yasanın 356.Maddesi kapsamında sorumlu olduğu miktar ile kendi malvarlığıyla sorumlu olduğunu belirtmiştir.
“İK’nun 355. ve 356. maddelerinde yapılan düzenleme ile yasa koyucunun amacı dikkate alındığında, yasa koyucunun bu düzenleme ile alacaklının alacağına kavuşabileceği daha güçlü durumdaki işverenden alacağın tahsilini mümkün kılmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Yasa koyucu düzenleme yaparken yasada tekil ifade kullanmaktan kaçınarak, yasaya riayet etmemiş olanların sorumluluklarından bahisle çoğul ifade kullanmıştır. Bu durumda, şikâyetçi işveren tüzelkişinin İİK’nun 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğu vardır.”(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 02/06/2020 tarih ve 2019/4736 E. 2020/3518 K)
Yargıtay’ın son kararları da bu doğrultuda olup böylece uygulamadaki karışıklığın da önüne geçilmiş ve işverenin maaş haczine cevap vermemesinin hukuki sonucu net olarak belirlenmiştir.
Ancak belirtmekte fayda var ki, günümüzde icra müdürlüğü uygulamalarında sıklıkla son yargıtay görüşünün aksine kararlar bulunmakta ise de, bu kararlara karşı İİK 16/1 gereğince icra memur muamelesini şikayet merciine başvurulması gerekmektedir.
Ayrıca, İcra Müdürlüğü tarafından işverenin maaş haczine cevap vermemesinin akabinde “tekit müzekkeresi” gönderilmesi gerektiği bu sebeple tekit gönderilmeksizin işverenin borçlu olarak eklenmesinin mümkün olmadığı görüşü de mevcut olup, bu görüşün de Taki Hukuku İlkelerine ve kanuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirtmek isteriz.
Nitekim, İzmir BAM 12. H.D., Esas: 2016/80 , Karar: 2016/63, Tarih: 13.10.2016 Kararında,
“…Davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu hakkında Dikili İcra Müdürlüğü’nün 2015/670 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun çalışmakta olduğu M. Gıda Meş. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ne İİK’nun 355.nci Maddesi uyarınca ayrıntılı maaş haciz müzekkeresi gönderildiği, müzekkerinin işverene 20.05.2016 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, işverenin yasal 1 haftalık süresi içinde herhangi bir cevap vermediği, maaş haczine dair bir kesintinin de gönderilmediği, bunun üzerine alacaklı vekilinin 28.06.2016 tarihinde icra müdürlüğüne müracaat ederek maaş haciz müzekkeresine riayet etmeyen işveren hakkında İİK’nun 356 ve 357.nci maddesi uyarınca işlem yapılmasını talep ettiği, İcra Müdürlüğü’nce aynı gün talebin “öncelikle tekiden yazı yazılmasına şimdilik talebin reddine” şeklinde karar verildiği, bu işlemin söz konusu yasa maddelerine aykırı olduğu, tekid yazılmasını gerektiren herhangi bir düzenleme bulunmadığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesinin şikayetin reddine dair kararının da somut olarak uygun düşmediği bu suretle davacı vekilinin istinaf başvurusun kabulüne karar verilmesi gerektiği …” şeklinde Müdürlük Kararının yasaya uygun düşmediği ve kararın kaldırılmasına karar vermiştir.
Sonuç olarak, Alacaklının talebiyle İşverene İİK 355-356 Kapsamında tebliğ edilen Maaş Haczi Müzekkeresine, işveren tarafından cevap verilmemesi sonucunda, kesinti yapılmayan her aydan işverenin kendi malvarlığıyla sorumlu olduğu, Yargıtay’ın son dönem kararlarında işverenin tüzel kişiliği haiz olmasının bir öneminin bulunmadığı ve işverenin kendi malvarlığıyla sorumluğunun bulunduğu görüşünde içtihat birliği sağlanmıştır.
YAZAR: Av. Emre ARACI